Başkalarının hareketlerini taklit etme becerisi, hem öğrenme hem de sosyalleşme aracı olarak gelişimsel süreçte önemli role sahiptir.
Taklit becerilerinin gelişimini inceleyen araştırmalar, taklit gelişiminin doğumdan itibaren başladığını, yaşla birlikte türlerinde ve sıklığında artış gözlendiği göstermiştir.
Doğumdan itibaren ebeveyn ile çocuk arasında iletişim alışverişi işlevi gören taklidin, erken çocukluk döneminin başlarında iletişim ile birlikte sosyal etkileşim ve öğrenme işlevi kazanmaya başladığı görülmektedir.
Otizm tanılı çocuklar başkalarının davranışlarını taklit etmede ciddi yetersizlikler gösterirler. (Ingersoll, 2008; Lovaas, 2003). Bu nedenle, taklit becerilerinin sistematik öğretim süreçleriyle otizmli çocuklara kazandırılması gerekmektedir.
Otizmli çocuklarda taklit becerilerinin sosyal etkileşim gelişimi açısından ön koşul bir beceri durumunda olması (Ledford ve Wolery, 2011), dil ve iletişim becerileri ile ortak dikkat ve oyun gibi diğer sosyal etkileşim becerilerinin geliştirilmesinde taklit becerilerinin öğretiminin gerekliliğini ortaya koymaktadır.
📢Sonuç olarak, erken dönemde dil, iletişim ve diğer sosyal etkileşimsel becerilerin desteklenmesi amacıyla otizmli çocuklara yönelik müdahalenin planlanması açısından taklidin kilit bir rol oynadığı düşünülmektedir.