Ergoterapi Bakış Açısıyla Beslenme Sorunları

Beslenme genetik olarak önceden programlanmış, hayatta kalmak için gerekli olan bir ihtiyaçtır ve bireylerin birbirleriyle sosyal etkileşimlerinin çoğunun zeminini oluşturur. Çocuklarda büyüme ve gelişmenin uygun şekilde ilerlemesi için çok önemlidir.

Beslenme Gelişimi
Yapılan ultrason çalışmalarının çoğu fetüste 15. haftaya kadar besleyici olmayan emme ve yutmanın geliştiğini göstermektedir. Gebeliğin 18. Haftasından sonrasında fetüsün çeneyi açıp kapatma, dil hareketleri ve emme hareketlerini gösterebildiği bilinmektedir. Fetüsün 21 hafta civarında dili ileri itme hareketini gerçekleştirebildiği ve 18-24. gebelik haftalarına kadar öne-arkaya dil hareketleri ile emme hareketini yapabildiği, 28. gebelik haftasında dili çukurlaştırma becerilerini kazanabildiği görülmüştür. 35-38. haftalar arasında sinir sistemi memeden emmeyi gerçekleştirebilecek olgunluğa erişir.

Bebeklerde kendi kendine beslenme becerilerinin gelişimi:
2 aylıkken yüzüstü pozisyonda ellerini ağzına götürebilir.
3 aylıkken sırtüstü pozisyonda ellerini ağzına götürebilir.
3,5 aylıkken yiyeceği ve şişeyi görsel olarak tanır.
4 aylıkken biberonu bir ya da iki elle okşayabilir, elinde bir obje varken elini ağzına götürebilir.
4,5 aylıkken biberonu iki eliyle tutabilir.
5,5 aylıkken biberonu bir ya da iki eliyle alabilir.
5-6 aylıkken kurabiye gibi sert yiyecekleri ağzına götürebilir.
6 aylıkken bir yetişkin yardımıyla bardaktan içebilir.
6,5-7 aylıkken bağımsız bir şekilde kurabiye yiyebilir.
9 aylıkken bağımsız bir şekilde parmaklarıyla kendisini besleyebilir. kaşık tutabilir.
9,5 aylıkken kaşığı yetişkinleri taklit edecek şekilde hareket ettirebilir.
12-14 aylıkken dolu bir kaşığı ağzına götürebilir, ağzında döndürebilir.
15-18 aylıkken kaşığı doldurup ağzına götürebilir, dökülmeler olabilir.
20-22 aylıkken sıvı içmek için küçük bir bardağı elinde tutabilir.

Beslenme Problemleri
Beslenme bozukluklarına bağlı olarak immün sistemde zayıflık, dehidratasyon, malnütrisyon, çeşitli tıbbi komplikasyonlar görülebilir. Ek olarak, genel yaşam kalitesi ve akademik başarı beslenme problemlerinden olumsuz etkilenebilir.
Beslenme sorunları, çocukluk döneminde en sık rastlanan problem alanlarından biridir. Beslenme problemlerinin yaygınlığı incelendiğinde tipik gelişim gösteren çocuklarda %25 oranında; gelişimsel problemleri olan çocuklarda ise %35-80 oranında beslenme bozukluğu görüldüğü belirtilmektedir.
Beslenme bozuklukları; besinin emilimi, tüketimi, yemeyle ilgili stres/korku gibi tepkiler, davranışlar gibi beslenmenin birçok yönünü içerir. Beslenme bozukluğuna; seçici beslenme, yıkıcı yeme davranışları, besin reddi gibi problemler örnek olarak verilebilir. Çocuklarda en sık görülen beslenme bozukluğu seçici beslenme ve az yeme problemleridir. Seçici beslenme; yeni besinleri deneme konusunda isteksizlik ve belirli besin gruplarını reddetme olarak tanımlanabilir.

Beslenme Problemlerinde Ergoterapi
Ergoterapistlerin müdahalede bulunduğu problemler, beslenmenin çeşitli yönleriyle (motor beceriler, duyusal işlemleme becerileri, psikososyal etmenler, bilişsel bozukluklar gibi) ilgili olabilir.
Ergoterapistler, beslenme problemleri olan çocuklar ile çalışırken temel olarak aşağıdaki hedefler üzerinde çalışır:
1. Çocuğun gelişimine uygun bir şekilde kendi kendine beslenme becerilerini geliştirmek,
2. Çeşitli yiyecek ve dokuların çocuk tarafından deneyimlenmek için kabul edilmesini sağlamak,
3. Oral-motor becerilerin gelişimini desteklemek.

Duyusal Bakış Açısıyla Beslenme Problemleri
Beslenme aktivitesi komplike bir eylemdir. Birçok duyu aynı anda çalışmaktadır. Beslenme problemlerine duyusal olarak baktığımızda duyusal algı ve entegrasyon alanında problemler karşımıza çıkmaktadır. Beslenmenin uygun bir şekilde gerçekleşmesi için iyi bir vücut farkındalığının olması gerekmektedir. Proprioseptif sistemde problem varsa çatalı ağzına götürmekte zorlanma, ağız farkındalığında zayıflık veya çiğneme kaslarını kullanmakta zorlanma görülebilmektedir. Vestibüler sistemde problem varsa masada oturmak için gerekli dengeyi sağlamakta zorlanma yaşanabilmektedir. Görsel sistemde problem varsa tabaktaki yemek renklerinden huzursuz olma ve tek renk beslenme veya sürekli değişen tabak içi görselini tolere edememe görülebilmektedir. Dokunma sisteminde bir problem varsa yemeklerin kıvamlarını kabul etmekte zorlanma ve püre şeklindeki gıdaları veya sert gıdaları tercih etme yaşanabilmektedir. Koku duyusunda bir problem varsa yemeklerden gelen kokulardan rahatsız olma ve o ortamda bulunmak istememe görülebilmektedir. Tat duyusu ile ilgili bir problem varsa sadece baharatlı gıdalar ya da tatlı gıdalar ile beslenmek isteme gibi belirli tatları kabul etme yaşanabilmektedir.
Beslenme aktivitesi birçok duyunun birlikte entegre bir şekilde çalışmasını içermektedir. Eğer duyusal alanda bir problem varsa yemek yeme ile ilgili bir sorun karşımıza çıkabilmektedir. Bu tür durumlarda bir ergoterapistten değerlendirme almak önemlidir.

Kaynak:

KOCA, R. B. (2021). Prematüre Doğum Hikayesi Olan Çocukların Beslenme Problemleri İle Bilişsel ve Duyusal Fonksiyonları Arasındaki İlişkinin İncelenmesi.